Mehmet Akif ERSOY - HÜSRAN

 Mehmet Akif ERSOY - HÜSRAN Şiir Sözleri


Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı,

İslâmı uyandırmak için haykıracaktım.

Gür hisli, gür imanlı beyinler, coşar ancak,

Ben zaten uzun boylu düşünmekten uzaktım?

Haykır! Kime, lâkin? Hani sâhipleri yurdun?

Ellerdi yatanlar, sağa baktım, sola baktım;

Feryâdımı artık boğarak, na'şını, tuttum,

Bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.

Seller gibi vâdîyi enînim saracakken,

Hiç çağlamadan, gizli inen yaş gibi aktım.

Yoktur elemimden şu sağır kubbede bir iz;

İnler "Safahât"ımdaki husran bile sessiz!


Şiir Analizi: Hüsran – Mehmet Akif Ersoy

Temalar:

  1. İslam’ın Uyanışı ve Toplumsal Uyuşukluk – Şair, İslam toplumunun içinde bulunduğu durumu eleştirir ve uyandırılması gerektiğini vurgular.
  2. İçsel Çekişme ve Hayal Kırıklığı – Şairin, halkın duyarsızlığı karşısındaki çaresizliği ve umutsuzluğu belirgin bir temadır.
  3. Bağırmak ile Sessiz Kalmak Arasındaki Çelişki – Düşüncelerini haykırmak isterken, bunu yapamamanın getirdiği derin pişmanlık ve suskunluk şiirin ana eksenidir.
  4. Sanat ve Şiirin Sessiz Çığlığı – Duyguların ve düşüncelerin şiir aracılığıyla aktarılması, ancak yine de bir yankı bulamaması işlenmiştir.

Duygular:

  • Öfke – Halkın pasifliği karşısında duyulan derin kızgınlık.
  • Hüzün ve Umutsuzluk – Toplumu uyandırmak istemesine rağmen sesinin yankı bulmaması.
  • Çaresizlik – Söyleyecek çok şeyi olmasına rağmen muhatap bulamamanın verdiği keder.
  • İçsel Yıkım – Düşüncelerini ifade edemeyerek kendi içinde yaşadığı kırılma.

Anahtar Kelimeler:

  • Haykırmak – Şairin içindeki sesi duyurma isteğini temsil eder.
  • İslam – Uyanışa muhtaç bir toplumun kimliğini ifade eder.
  • Na’ş (Cenaze) – Şairin feryadını gömmesi, düşüncelerinin ölüme terk edilmesini simgeler.
  • Sessizlik – Şiirde derin bir yankısızlık ve duyarsızlık atmosferi oluşturur.

Dikkat Çeken Sözler:

  • “Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı, / İslâmı uyandırmak için haykıracaktım.”
    → Şairin, sessiz kalmamaya yemin etmesine rağmen içinde kaldığı çaresizlik.
  • “Feryâdımı artık boğarak, na'şını, tuttum, / Bin parça edip şi'rime gömdüm de bıraktım.”
    → Sesini duyuramayınca, kelimeler içinde sessiz bir mezar yaratması.
  • “İnler ‘Safahât’ımdaki hüsran bile sessiz!”
    → Şairin kaleme aldığı tüm pişmanlık ve hüsranın bile yankı bulamaması.

Genel Mesaj:

Şair, İslam toplumunun içinde bulunduğu uyuşukluğa karşı büyük bir öfke ve hayal kırıklığı duymaktadır. Çığlığının duyulmadığını, halkın harekete geçmediğini ve bu yüzden sözlerini kendi içinde boğarak şiirine gömdüğünü ifade eder. Sanatın bile sesi duyulmadığında bir yankı oluşturamadığını vurgular ve umutsuz bir atmosfer yaratır. Bu şiir, Mehmet Akif’in toplumsal bilincin uyanmasını istemesine rağmen bunu gerçekleştirememesinin verdiği derin pişmanlığı ve hüsranı yansıtır.

Yorumlar