Barış Manço - Dut Ağacı Şarkı Sözleri Analizi © 2025

Barış Manço - Dut Ağacı Şarkı Sözleri  Albüm: 24 Ayar Yapım Yılı: 1985  Bu sabah doğup büyüdüğüm mahallenin sokaklarında dolaştım Çocukluğumu tekrar yasamak istedim bu sabah Ve bir an keşke bugün hiç olmasaymış diye düşündüm Keşke dün dün kalsaymış Su sağdaki iki katli ev Nezahat Hanımlar‘ındı galiba Yok yok bu Yekta Beyler‘inki olmalı Nezahat Hanımlar‘ınkinin yani top oynadığımız bos arsaydı İyi ama nerde bos arsa, ya bakla tarlası peki taş mektep Nerdeler Kimler götürdü, kimler çaldı o güzelim anıları benden Birden Rıza Amca‘yi gördüm Yine o dut ağacının altında oturuyordu Koştum ellerine sarıldım Önce tanımadı, sonra Rıza Amca‘nin sımsıcak ellerinde Çocukluğumu yeniden yaşamaya başladım. Tam karşımızda ki evin üçüncü katında otururlardı On dört yaşında boyanmaya başladığından Mahalleli sonunu pek iyi görmezdi doğrusu Bu kız çok tango oldu derlerdi Evlenmiş iki sokak öteye taşınmışlar Eskisi gibi mi diye sordum Eskisi gibiymiş biraz kilo almış o kadar Olsun Kim bilir kilolu olmak bile ne yakışmıştır ona Zaten ne yakışmazdı ki Rengini beğenmedim dedi Rıza amca Üstelik bayağı süzülmüşsün Tabii gece hayatı içki sigara bakmıyorsunuz ki kendinize İlahi Rıza Amca Birlikler umumi katipliğinden emekli olalı beri Gecesi gündüzü bu dut ağacının altında geçerdi Son üç sadrazamı ve cumhuriyetten bu yana bütün başvekilleri Sırasıyla ezbere bilir bize de saydırırdı çocukluğumuzda Hala hatırlıyor musun diye sordu Hatırlıyor muyum Hiç unutamamıştım ki Bilekten bağlı açık sandaletler giyerdi Nedense pek derin bir iz bıraktı bende bu sandaletler Birde kol altları genişçe oyulmuş pembe bluzu İlk sigarasını yakışımı hatırlıyorum da Ne gururlanmıştım ya Rabbim Nasıl da bakmıştı gözlerime Yıllar yılı bu bakışlarla yaşadım Onlarla uyudum onlarla uyandım Simdi kim bilir hangi eller yakıyordur sigarasını Oysa bu dut ağacının altında söz vermiştim Söz söz söz Hep lafta kaldı dedi Rıza Amca Yıkmadık ev bırakmadılar mahallede Evlerle beraber bahçeler de yok oldu Bir su dut ağacı kaldı Onu kesmeseler bari Birden gözleri parladı Sahi sen televizyona filan da çıkıyorsun dedi Tabi ya seni dinlerler Bir seferinde söyle Cık pat pat söyle Şu dut ağacını kesmesinler de Aslında dizlerinde derman olsa Nafua vekiline bile çıkardı Rıza Amca ama Gençler ne güne duruyordu ki Söz verdim Rıza Amca‘ya Dut ağacını kestirmeyeceğime söz verdim Dünü bilmeden bugünü yaşamanın bedeli öylesine ağırdı ki Yarını bugünden kurtarmak için Hayatımda ikinci kez söz verdim Birinciyi tutamamıştım ama İkinci sözümü tutacağıma söz verdim...

Barış Manço’nun 1985 tarihli 24 Ayar albümünde yer alan “Dut Ağacı”, bir şarkıdan çok bir anı anlatısı, bir nostalji monoloğu. Çocukluğun izlerini süren bir adamın, büyüdüğü mahallenin değişimini gözlemlemesiyle başlıyor her şey. Geriye kalan tek şey bir dut ağacı ve ona verilen bir söz... Bu şarkı, geçmişe özlemle dolu herkesin yüreğine dokunuyor.


Barış Manço - Dut Ağacı Şarkı Sözleri Analizi © 2025


Albüm: 24 Ayar

Yapım Yılı: 1985


Bu sabah doğup büyüdüğüm mahallenin sokaklarında dolaştım

Çocukluğumu tekrar yasamak istedim bu sabah

Ve bir an keşke bugün hiç olmasaymış diye düşündüm

Keşke dün dün kalsaymış

Su sağdaki iki katli ev Nezahat Hanımlar‘ındı galiba

Yok yok bu Yekta Beyler‘inki olmalı

Nezahat Hanımlar‘ınkinin yani top oynadığımız bos arsaydı

İyi ama nerde bos arsa, ya bakla tarlası peki taş mektep

Nerdeler

Kimler götürdü, kimler çaldı o güzelim anıları benden

Birden Rıza Amca‘yi gördüm

Yine o dut ağacının altında oturuyordu

Koştum ellerine sarıldım

Önce tanımadı, sonra Rıza Amca‘nin sımsıcak ellerinde

Çocukluğumu yeniden yaşamaya başladım.

Tam karşımızda ki evin üçüncü katında otururlardı

On dört yaşında boyanmaya başladığından

Mahalleli sonunu pek iyi görmezdi doğrusu

Bu kız çok tango oldu derlerdi

Evlenmiş iki sokak öteye taşınmışlar

Eskisi gibi mi diye sordum

Eskisi gibiymiş biraz kilo almış o kadar

Olsun

Kim bilir kilolu olmak bile ne yakışmıştır ona

Zaten ne yakışmazdı ki

Rengini beğenmedim dedi Rıza amca

Üstelik bayağı süzülmüşsün

Tabii gece hayatı içki sigara bakmıyorsunuz ki kendinize

İlahi Rıza Amca

Birlikler umumi katipliğinden emekli olalı beri

Gecesi gündüzü bu dut ağacının altında geçerdi

Son üç sadrazamı ve cumhuriyetten bu yana bütün başvekilleri

Sırasıyla ezbere bilir bize de saydırırdı çocukluğumuzda

Hala hatırlıyor musun diye sordu

Hatırlıyor muyum

Hiç unutamamıştım ki

Bilekten bağlı açık sandaletler giyerdi

Nedense pek derin bir iz bıraktı bende bu sandaletler

Birde kol altları genişçe oyulmuş pembe bluzu

İlk sigarasını yakışımı hatırlıyorum da

Ne gururlanmıştım ya Rabbim

Nasıl da bakmıştı gözlerime

Yıllar yılı bu bakışlarla yaşadım

Onlarla uyudum onlarla uyandım

Simdi kim bilir hangi eller yakıyordur sigarasını

Oysa bu dut ağacının altında söz vermiştim

Söz söz söz

Hep lafta kaldı dedi Rıza Amca

Yıkmadık ev bırakmadılar mahallede

Evlerle beraber bahçeler de yok oldu

Bir su dut ağacı kaldı

Onu kesmeseler bari

Birden gözleri parladı

Sahi sen televizyona filan da çıkıyorsun dedi

Tabi ya seni dinlerler

Bir seferinde söyle

Cık pat pat söyle

Şu dut ağacını kesmesinler de

Aslında dizlerinde derman olsa

Nafua vekiline bile çıkardı Rıza Amca ama

Gençler ne güne duruyordu ki

Söz verdim Rıza Amca‘ya

Dut ağacını kestirmeyeceğime söz verdim

Dünü bilmeden bugünü yaşamanın bedeli öylesine ağırdı ki

Yarını bugünden kurtarmak için

Hayatımda ikinci kez söz verdim

Birinciyi tutamamıştım ama

İkinci sözümü tutacağıma söz verdim... 



1. Şarkının Kısa Özeti ve Kategorileri 🎵💬

  • Tür: Türk Pop-Rock / Anlatı Şarkısı

  • Temalar: Nostalji, Geçmişe Özlem, Aşk, Zamanın Geçişi, Yitip Giden Değerler

  • Özet: Şarkı, Barış Manço’nun çocukluğuna döndüğü bir günün hikâyesidir. Mahallesinin değiştiğini gören anlatıcı, bir dut ağacı altında geçmişte verdiği bir aşk sözünü ve o sözün boşa çıkışını hatırlar. Bu hatıralar üzerinden, geçmişin değeri ve bugünün boşluğu dile getirilir.


2. Ana Temalar ❤️🧠

  • Geçmişe özlem: “Bu sabah doğup büyüdüğüm mahallenin sokaklarında dolaştım” cümlesiyle başlıyor her şey.

  • Yitip giden değerler: Boş arsaların, taş mektebin yok oluşu sadece mekânların değil, anıların da yitimi.

  • Aşk ve pişmanlık: Gençlik aşkı, bir söz ve o sözün tutulamaması...

  • Zamanın acımasızlığı: “Dünü bilmeden bugünü yaşamanın bedeli öylesine ağırdı ki...”


3. Ruh Hali ve Duygusal Etiketler 😌🔥😢

  • Ruh hali: Melankolik, içe dönük, düşünceli, duygusal

  • Etiketler: Nostalji, iç hesaplaşma, pişmanlık, vefa, sevgi, geçmişle yüzleşme


4. Mekânlar & Zihinsel Alanlar 🏞️🧠

  • Fiziksel mekânlar: Mahalle sokakları, dut ağacının altı, taş mektep, boş arsa

  • Zihinsel alanlar: Çocukluk, gençlik aşkı, geçmişin anıları

  • Bu mekânlar şarkıya bir film seti gibi eşlik ediyor, her sahne bir hatıraya dönüşüyor.


5. Dil, Üslup ve Kıta Yorumları ✍️🗣️

Bu sabah doğup büyüdüğüm mahallenin sokaklarında dolaştım
Çocukluğumu tekrar yaşamak istedim bu sabah

Samimi ve anlatıcı bir dil. Hemen içine alıyor. Herkesin hayatında böyle bir “eski sokak” var.

Ve bir an keşke bugün hiç olmasaymış diye düşündüm
Keşke dün dün kalsaymış

Zamanla gelen yabancılık hissi. Dün güzeldi ama bugüne karışınca tadı kaçıyor sanki...

Su sağdaki iki katlı ev Nezahat Hanımlar’ındı galiba
Yok yok bu Yekta Beyler’inki olmalı

Hafızanın silikleşmesi… Zihin bulanık ama kalp net hatırlıyor.

Nezahat Hanımlar’kini yani top oynadığımız boş arsaydı
İyi ama nerde boş arsa, ya bakla tarlası peki taş mektep
Nerdeler
Kimler götürdü, kimler çaldı o güzelim anıları benden

Burada küçük bir isyan var. Fiziksel kayıplar birer hafıza talanı gibi anlatılıyor.

Birden Rıza Amca’yı gördüm
Yine o dut ağacının altında oturuyordu

Dut ağacı bir zaman çivisi gibi. Her şey değişmiş ama o dut ağacı ve Rıza Amca yerli yerinde.

Tam karşımızdaki evin üçüncü katında otururlardı
On dört yaşında boyanmaya başladığından
Mahalleli sonunu pek iyi görmezdi doğrusu

Burada mahalle kültürü, küçük bir aşkın arka planı olarak veriliyor. Hafif dedikodu havası bile var.

Evlenmiş iki sokak öteye taşınmışlar
Eskisi gibi mi diye sordum
Eskisi gibiymiş biraz kilo almış o kadar
Olsun
Kim bilir kilolu olmak bile ne yakışmıştır ona

Aşkta ideal yoktur. Onun her hali güzel geliyor anlatıcıya. Duygular hâlâ canlı.

Zaten ne yakışmazdı ki

Kalpten gelen bir cümle. Hâlâ bir hayranlık var.

İlk sigarasını yakışımı hatırlıyorum da
Ne gururlanmıştım ya Rabbim
Nasıl da bakmıştı gözlerime

Bu satırlar, ilk aşkın büyüsünü yakalıyor. Sadece bir sigara değil, bir kabul anı.

Simdi kim bilir hangi eller yakıyordur sigarasını

Hafif kıskançlık ve burukluk. Başkasıyla olması kabulleniliyor ama kolay değil.

Oysa bu dut ağacının altında söz vermiştim
Söz söz söz
Hep lafta kaldı dedi Rıza Amca

Sözün ağırlığı ve tutulmamış olması, içten içe bir sitem yaratıyor.

Bir su dut ağacı kaldı
Onu kesmeseler bari

Anıların son kalıntısı da yok olmasın dileği...

Sahi sen televizyona filan da çıkıyorsun dedi
Tabi ya seni dinlerler
Bir seferinde söyle
Cık pat pat söyle
Şu dut ağacını kesmesinler de

Gülümseten bir kıta. Yaşlı bir adamın umutla tutunduğu bir rica.

Hayatımda ikinci kez söz verdim
Birinciyi tutamamıştım ama
İkinci sözümü tutacağıma söz verdim...

Şarkının zirvesi. Bu sefer gerçekten yapmaya kararlı. Bu sefer geçmişi koruyacak.


6. Şarkının Yapısal Özellikleri 🎶

  • Monolog tarzında ilerleyen bir anlatım var. Kıta-nakarat yapısı klasik anlamda yok.

  • Akış, anıların zinciri şeklinde ilerliyor.

  • Geçişler doğal ve duyguya göre yön değiştiriyor (örneğin sokaktan dut ağacına, oradan aşka…).


7. Temel Mesaj ve Kısa Yorum 💡

Burada anlatılmak istenen şey şu:
Geçmişin değerini bilemezsek, bugünü anlayamayız. Ve eğer bugün yaşadıklarımızdan ders almazsak, yarını da koruyamayız.
Bir dut ağacı, hem bir çocukluk hatırası hem de bir toplum belleği gibi yer alıyor. Barış Manço, bu anıyı canlı tutarak hepimize bir sorumluluk yüklüyor.


8. Derin Sözler Köşesi ✨

“Dünü bilmeden bugünü yaşamanın bedeli öylesine ağırdı ki
Yarını bugünden kurtarmak için
Hayatımda ikinci kez söz verdim.”

Bu sözler bir şarkı değil, bir hayat manifestosu gibi. Dünü anlamak, bugünü onarmak, yarını korumak için…

“Oysa bu dut ağacının altında söz vermiştim
Söz söz söz
Hep lafta kaldı dedi Rıza Amca”

Sözün kıymetini, tutulmayan vaatlerin insanda bıraktığı izleri gösteriyor. Herkesin bir "dut ağacı altı" vardır...


9. Dikkat Çeken Kelimeler: Metafor & Alegoriler 🧐

  • Dut ağacı: Hem fiziksel bir ağaç hem de geçmişe, sadakate, masumiyete bir bağ.

  • Söz: Tutulmamış sözler üzerinden sorumluluk ve pişmanlık aktarımı.

  • Top oynanan boş arsa: Kaybedilen çocukluk, özgürlük, mahallenin ruhu.

  • Bilekten bağlı açık sandaletler: Gözde bir sahne gibi. Aşkın, gençliğin sembolü.

Yorumlar

AYIN EN POPÜLER 10 ŞARKISI

kefo X elmomy - ÇİĞKÖFTE AYRAN ŞARKI SÖZLERİ

kefo - ISIRIRIM! ŞARKI SÖZLERİ

KRAL SİNAN - LİMON LİMON ŞARKI SÖZLERİ

Tahir Uçar - Ben Bile Kendimi Çekemiyorum Şarkı Sözleri

Gökhan Doğanay – Bilsen Şarkı Sözleri

Deli Dünya - Ölmek Olmaz Şarkı Sözleri

MARAL - MARALIM ŞARKI SÖZLERİ

HİRAİZERDÜŞ - DUYDUN MU? (GÜLÜM DARGINIM BU KENTE BU ARA) SÖZLERİ

HiraiZerdüş - En Derinimsin Şarkı Sözleri Analizi

FADIL AYDIN - İKİ GÖZÜMÜN ÇİÇEĞİ ŞARKI SÖZLERİ